القرآن الكريم عربية (Arapça-عربية)
|
مَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَلَا هَادِيَ لَهُ ۚ وَيَذَرُهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Diyanet İşleri Başkanlığı) (Türkçe)
|
Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Allah, onları azgınlıkları içinde bırakır, bocalayıp dururlar.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Diyanet Vakfı) (Türkçe)
|
Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Hasan Basri Çantay) (Türkçe)
|
Allah kimi sapdırırsa artık onu yola getirecek yokdur. O, bunları taşkınlığı içinde, ve serserî bir halde, bırakıverir.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Celal Yıldırım) (Türkçe)
|
Allah kimi doğru yoldan saptırırsa, onu doğru yola iletecek yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bocalayıp şaşkın şaşkın dururken bırakıverir.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Suat Yıldırım) (Türkçe)
|
Allah kimi şaşırtırsa onu doğru yola getirecek yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır, körü körüne yuvarlanır giderler.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Abdulbaki Gölpınarlı) (Türkçe)
|
Allah kimi yoldan çıkarırsa artık yoktur onu doğru yola sevkedecek ve onları can gözleri kör olarak şaşkınlıklarında bırakır gider.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Elmalılı Hamdi Yazır) (Türkçe)
|
Kimi ki Allah saptırır, artık onu yola getirecek yoktur, o onları bırakır, tuğyanları içinde kör körüne yuvarlanır giderler
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Ömer Nasuhi Bilmen) (Türkçe)
|
Allah Teâlâ kimi dalâlete düşürürse artık ona hidâyet edecek bulunamaz ve onları kendi dalâletlerinde mütereddit bir halde bırakır.
|
Werger Kurdish Qur'anê (Kürtçe/ Kurdî)
|
Îdî Yezdan kîjanî (ji rêya rast) derxe, ji bona wî ra tu beled tune ye û (Yezdan) ewanan di quretî (û devxûnîya wan da) kor dihêle.
|
The English translation of the Quran (Yousuf Ali) (İngilizce/ English)
|
To such as Allah rejects from His guidance, there can be no guide: He will leave them in their trespasses, wandering in distraction.
|
Русский перевод Корана (Rusça/ Pусский)
|
Oни cпpaшивaют тeбя o чace: кoгдa oн бpocит якopь? Cкaжи: "Знaниe o нeм - y мoeгo Гocпoдa, в cвoe вpeмя oткpoeт eгo тoлькo Oн. Tяжeк oн нa нeбecax и нa зeмлe. Пpидeт oн к вaм тoлькo внeзaпнo".
|
Die deutsche Übersetzung des Koran (Almanca/ Deutsch)
|
Wen ALLAH in die Irre gehen läßt, der findet gewiß keinen Rechtleitenden. Und ER läßt sie in ihrer Maßlosigkeit sich verblenden.
|
De Nederlandse vertaling van de Koran (Hollandaca/ Nederlandse)
|
Als God iemand tot dwaling brengt dan is er voor hem niemand die de goede richting wijst. En Hij laat hen in hun onbeschaamdheid doorgaan met dwalen.
|
La traduction française du Coran (Hamidullah) (Fransızca/ Français)
|
Quiconque Allah égare, pas de guide pour lui. Et Il les laisse dans leur transgression confus et hésitants.
|
Български превод на Корана (Bulgarca/ български)
|
Когото Аллах оставя в заблуда, за него няма водител. И ги оставя в тяхната престъпност да се лутат.
|
Përkthimi shqip i Kur'anit (Arnavutça/ Shqiptar)
|
Për atë që All-llahu e la në humbje, s’do tëketë udhëzues, dhe ata do t’i lë të bredhin në vrazhdësinë e tyre.
|
La traducción al español del Corán (İspanyolca/ Español)
|
A quien Dios extravía nadie lo podrá guiar. A éstos Dios los deja que actúen desorientados en su ceguera.
|
Қуръон тарҷума ба забони тоҷикӣ (Tacikçe/ Тоҷикистон)
|
Ҳар касро, ки Худо гумроҳ кунад, ҳеҷ роҳнамое барояш нест. Ва ононро вомегузорад, то ҳамчунон дар саркашии хеш саргардон бимонанд.
|
Qur'on o'zbek tiliga tarjima (Özbekçe/ O'zbek Tili)
|
Аллоҳ кимни залолатга кетказса, унга ҳидоят қилувчи йўқдир. Уларни тек қўйиб қўяди, туғёнларида адашиб-улоқиб юраверадилар.
|
コーランを日本語に翻訳しました (Japonca/ 日本の)
|
アッラーが迷わせられた者に導きはない。かれは,かれらの倣慢さ故に,当てもなく迷うに任せられる。
|
古蘭經中國翻譯 (Chinese/ 中國(繁體))
|
真主n使誰迷誤,誰沒有向導,並任隨他怬炴a於殘暴之中。
|
古兰经中国翻译 (Chinese/ 中国(简体))
|
真主要使谁迷误,谁没有向导,并任随他们彷徨于残暴之中。
|
قرآن پاک کے اردو ترجمہ (Urduca/ اردو)
|
جس کو اللہ رہنمائی سے محروم کر دے اُس کے لیے پھر کوئی رہنما نہیں ہے، اور اللہ اِنہیں اِن کی سرکشی ہی میں بھٹکتا ہوا چھوڑے دیتا ہے
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe okunuşu (Transcript) (Türkçe Okunuşu)
|
mey yuḍlili-llâhu felâ hâdiye leh. veyeẕeruhum fî ṭugyânihim ya`mehûn.
|
تفسير القرآن الكريم: تفسير الجلالين (Tefsir Arapça/ تفسير عربي)
|
«من يضلل الله فلا هادي له ويذرهم» بالياء والنون مع الرفع استئنافا، والجزم عطفا على محل ما بعد الفاء «في طغيانهم يعمهون» يترددون تحيُّرا.
|