القرآن الكريم عربية (Arapça-عربية)
|
فَوَقَعَ الْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Diyanet İşleri Başkanlığı) (Türkçe)
|
Böylece hak yerini buldu ve onların yapmış oldukları şeylerin hepsi boşa çıktı.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Diyanet Vakfı) (Türkçe)
|
Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Hasan Basri Çantay) (Türkçe)
|
İşte, bu suretle hak yerini buldu, onların yapmakda oldukları şeyler de bir hiç olub gitdi.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Celal Yıldırım) (Türkçe)
|
Böylece hak (bütün açıklığıyla) gerçekleşti; onların yapageldikleri (sihir, gözboyacılık ve elçabukluğu) boşa çıkıp hükümsüz kaldı.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Suat Yıldırım) (Türkçe)
|
Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları boşa gitti.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Abdulbaki Gölpınarlı) (Türkçe)
|
Böylece de hak üstün oldu, yerine geldi ve yaptıkları şeyler, mahvolup gitti.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Elmalılı Hamdi Yazır) (Türkçe)
|
Artık hak meydana çıktı ve onların bütün yaptıkları hiçe gitti
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Ömer Nasuhi Bilmen) (Türkçe)
|
Artık hak tezahür etmiş, onların yapar oldukları ise bâtıl olup gitmişti.
|
Werger Kurdish Qur'anê (Kürtçe/ Kurdî)
|
Îdî rastî derket (xûya bû) û ewan (ançên ku ewan aloze kiribûne pûç bûne.
|
The English translation of the Quran (Yousuf Ali) (İngilizce/ English)
|
Thus truth was confirmed, and all that they did was made of no effect.
|
Русский перевод Корана (Rusça/ Pусский)
|
Cкaзaли Oни: " Mы yвepoвaли в Гocпoдa миpoв,
|
Die deutsche Übersetzung des Koran (Almanca/ Deutsch)
|
Dann war die Wahrheit erkennbar. Und annulliert wurde, was sie zu tun pflegten.
|
De Nederlandse vertaling van de Koran (Hollandaca/ Nederlandse)
|
Toen kwam de waarheid aan het licht en wat zij deden bleek vals te zijn.
|
La traduction française du Coran (Hamidullah) (Fransızca/ Français)
|
Ainsi la vérité se manifesta et ce qu´ils firent fût vain.
|
Български превод на Корана (Bulgarca/ български)
|
И се установи правдата, и се провали онова, което направиха.
|
Përkthimi shqip i Kur'anit (Arnavutça/ Shqiptar)
|
Atëherë u dëshmua e vërteta dhe u zhduk ajo që kishin përgatitur.
|
La traducción al español del Corán (İspanyolca/ Español)
|
Entonces quedó en evidencia la verdad y la falsedad de lo que [los hechiceros] habían hecho.
|
Қуръон тарҷума ба забони тоҷикӣ (Tacikçe/ Тоҷикистон)
|
Пас ҳақ ба субут расид ва корҳои онон ботил шуд.
|
Qur'on o'zbek tiliga tarjima (Özbekçe/ O'zbek Tili)
|
Бас, ҳақ қарор топди ва уларнинг қилаётганлари ботил бўлди.
|
コーランを日本語に翻訳しました (Japonca/ 日本の)
|
こうして真理が現われ,かれらの行ったことは虚しくなり,
|
古蘭經中國翻譯 (Chinese/ 中國(繁體))
|
於是,真理昭著,而他怍珘t的魔術變成無用的。
|
古兰经中国翻译 (Chinese/ 中国(简体))
|
于是,真理昭著,而他们所演的魔术变成无用的。
|
قرآن پاک کے اردو ترجمہ (Urduca/ اردو)
|
اس طرح جو حق تھا وہ حق ثابت ہوا اور جو کچھ اُنہوں نے بنا رکھا تھا وہ باطل ہو کر رہ گیا
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe okunuşu (Transcript) (Türkçe Okunuşu)
|
feveḳa`a-lḥaḳḳu vebeṭale mâ kânû ya`melûn.
|
تفسير القرآن الكريم: تفسير الجلالين (Tefsir Arapça/ تفسير عربي)
|
«فوقع الحق» ثبت وظهر «وبطل ما كانوا يعملون» من السحر.
|