القرآن الكريم عربية (Arapça-عربية)
|
الَّذِينَ آمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُوا إِيمَانَهُمْ بِظُلْمٍ أُولَٰئِكَ لَهُمُ الْأَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Diyanet İşleri Başkanlığı) (Türkçe)
|
İman edip de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Diyanet Vakfı) (Türkçe)
|
İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Hasan Basri Çantay) (Türkçe)
|
Îman edenler, bununla beraber îmanlarını haksızlıkla da bulaşdırmayanlar, işte (ancak) onlardır ki (korkudan) emîn olmak hakkı kendilerinindir. Onlar doğru yolu bulmuş kimselerdir.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Celal Yıldırım) (Türkçe)
|
İimân edip imânlarını hiçbir haksızlıkla karıştırmayanlar var ya, işte güven onlaradır; doğru yola erişenler de onlardır.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Suat Yıldırım) (Türkçe)
|
İman edip imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte korkudan emin olma onların hakkıdır, doğru yolda olanlar da onlardır.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Abdulbaki Gölpınarlı) (Türkçe)
|
İnananlar ve inançlarını haksızlıkla karıştırmayanlardır emin olmaya hak kazananlar ve onlardır doğru yolu bulmuş olanlar.
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Elmalılı Hamdi Yazır) (Türkçe)
|
İyman edib de iymanlarını bir haksızlıkla telbis etmiyen kimseler işte korkudan emîn olmak onların hakkıdır ve hidayete erenler onlardır
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meali (Ömer Nasuhi Bilmen) (Türkçe)
|
O kimseler ki, imân etmişler ve imânlarını bir zulme bulaştırmamışlardır. İşte korkudan emin olmak onlara aittir. Ve hidâyete ermiş olanlar da onlardır.
|
Werger Kurdish Qur'anê (Kürtçe/ Kurdî)
|
Ewanê ku bawer kirine û qe cewr jî li bawerîya wan neketîye hene! Ewanan babet in ji bona ewlebûnê ra. Û ewê hatine rêya rast jî ewan bi xweber in.
|
The English translation of the Quran (Yousuf Ali) (İngilizce/ English)
|
"It is those who believe and confuse not their beliefs with wrong - that are (truly) in security, for they are on (right) guidance."
|
Русский перевод Корана (Rusça/ Pусский)
|
Te, кoтopыe yвepoвaли и нe oблeкли cвoи вepы в нecпpaвeдливocть, для ниx - бeзoпacнocть, и oни - нa вepнoй дopoгe.
|
Die deutsche Übersetzung des Koran (Almanca/ Deutsch)
|
Diejenigen, die den Iman verinnerlicht haben und ihren Iman nicht mit Übertretung vermischen, diese fühlen sich sicher und sie sind rechtgeleitet.
|
De Nederlandse vertaling van de Koran (Hollandaca/ Nederlandse)
|
Zij die geloven en hun geloof niet door onrecht te plegen verhullen, voor hen is de veiligheid en zij volgen de goede richting."
|
La traduction française du Coran (Hamidullah) (Fransızca/ Français)
|
Ceux qui ont cru et n´ont point troublé la pureté de leur foi par quelqu´iniquité (association), ceux-là ont la sécurité; et ce sont eux les bien-guidés".
|
Български превод на Корана (Bulgarca/ български)
|
За онези, които вярват и не смесват своята вяра с гнет - за тях е сигурността и те са напътени.
|
Përkthimi shqip i Kur'anit (Arnavutça/ Shqiptar)
|
Ata që besuan dhe besimin e tyre nuk e ngatërruan me besim të kotë, atyre u takon të jenë të sigurt dhe atajanë në rrugë të drejtë.
|
La traducción al español del Corán (İspanyolca/ Español)
|
Quienes crean y no desacrediten su fe cometiendo la injusticia de asociar divinidades a Dios, estarán a salvo, porque son los bien guiados.
|
Қуръон тарҷума ба забони тоҷикӣ (Tacikçe/ Тоҷикистон)
|
Касоне, ки имон овардаанд, ва имони худро ба ширк намеолоянд эминӣ аз онҳо аст ва онҳо ҳидоятёфтагонанд.
|
Qur'on o'zbek tiliga tarjima (Özbekçe/ O'zbek Tili)
|
Иймон келтирганлар ва иймонларига зулмни аралаштирмаганлар. Ана ўшаларга хотиржамлик, омонлик бор. Улар ҳидоят топганлардир.
|
コーランを日本語に翻訳しました (Japonca/ 日本の)
|
信仰して,自分の信心に不義を混じえない者,これらの者は安全であり,(正しく)導かれる者である。」
|
古蘭經中國翻譯 (Chinese/ 中國(繁體))
|
確信真主,而未以不義混淆其信德的人,不畏懼刑罰,而且是遵循正道的。
|
古兰经中国翻译 (Chinese/ 中国(简体))
|
确信真主,而未以不义混淆其信德的人,不畏惧刑罚,而且是遵循正道的。
|
قرآن پاک کے اردو ترجمہ (Urduca/ اردو)
|
حقیقت میں تو امن انہی کے لیے ہے اور راہ راست پر وہی ہیں جو ایمان لائے اور جنہوں نے اپنے ایمان کو ظلم کے ساتھ آلودہ نہیں کیا"
|
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe okunuşu (Transcript) (Türkçe Okunuşu)
|
elleẕîne âmenû velem yelbisû îmânehum biżulmin ulâike lehumu-l'emnu vehum muhtedûn.
|
تفسير القرآن الكريم: تفسير الجلالين (Tefsir Arapça/ تفسير عربي)
|
«الذين آمنوا ولم يلبسوا» يخلطوا «إيمانهم بظلم» أي شرك كما فسر بذلك في حديث الصحيحين «أولئك لهم الأمن» من العذاب «وهم مهتدون».
|